Türkiye’de Ticari Olarak Satışa Sunulan Balık Türlerinin DNA Barkod Kayıtlarının Oluşturulması

Emre Keskin

Su ürünleri avcılığı ve yönetiminde karşılaşılan en temel sorun balık türlerinin tanımlanmasında ortaya çıkmaktadır. Ülkemizdeki türlerin tamamı ticari isimleri ile satışa sunulmaktadır. Bu isimler bölgeler arasında, hatta aynı bölge içerisinde bile farklılıklar gösterebilmektedir. Su ürünleri avcılığında sürdürülebilirliğin sağlanması için avlanan türlerin doğru olarak tanımlanması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tür tanımlamaları doğru olarak gerçekleştirilmiş olan canlılara ait verilerin kullanılmasıyla oluşturulacak daha gerçekçi balıkçılık düzenlemeleri ve korumaya yönelik yönetim önlemlerinin alınabileceği bilinmektedir. Bu amaçla moleküler biyoloji temelli yöntemlerden yararlanılarak hızlı ve ekonomik yoldan tür tanımlamalarının gerçekleştirilmesi, morfolojik olarak teşhisi mümkün olmayan örneklerin (farklı yaşam evrelerinde olan türler, morfolojik ayrım karakterleri henüz oluşmamış türler, vücut bütünlüğü bozulmuş türler, işlenmiş türler vb.) doğru bir şekilde tanımlanmaları olanaklı hale gelmektedir.

DNA barkodlama terimi, literatürde yaygın olarak kullanılmaya başlanan bir ifadedir. Barkodlama temelde standart bir DNA bölgesinin hızlı, doğru ve otomatik bir şekilde tür tanımlamada kullanılmasına dayanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, mitokondriyal sitokrom c oksidaz alt ünite I (COI) geninin yaklaşık 655 baz çiftlik küçük bir bölümü kullanılarak kuşlar, balıklar ve kelebekler gibi karmaşık gruplara ait birçok canlı türünde %98-100 seviyelerinde tanımlama başarıyla gerçekleştirilmiştir. Barkodlama yönteminin kullanılmasıyla önceden tek bir tür olarak tanımlanan birçok kriptik türün ortaya çıkarılması mümkün olmuştur. Barkodlama ile hızlı ve güvenilir tür tanımlamanın yanı sıra, farklı gruplar arasındaki filogenetik ilişkiler de daha kolay çözümlenebilir olmaktadır.

Türkiye Su Ürünleri Genetik Kaynakları Ulusal Çalışma Planı kapsamında oluşturulan stratejik öncelikler değerlendirildiğinde, birinci ve en temel stratejik önceliğimizin sucul türlerin morfolojik ve genetik özelliklerinin tanımlanması ve güncellenmesi olduğu görülmektedir.

Ülkemiz adına belirlenen bu stratejik öncelik ve TAGEM tarafından belirlenen öncelikli    Ar-Ge konusu olan “su ürünleri genetik kaynaklarının durum analizi ve karakterizasyonu” başlığından yola çıkarak, bu proje kapsamında Türkiye iç su ve denizlerinde bulunan ve ticari olarak satışa sunulan balık türlerinin evrensel yöntem ve standartlara göre belirlenmiş DNA barkod kayıtları oluşturularak, genetik ve morfolojik karakterizasyonlarının gerçekleştirilmesi ve mevcut kayıtların güncellenmesi hedeflenmektedir.